Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun (NBS) son rakamları, Haziran ayındaki %13,2’den belirgin bir artış olduğunu ortaya koyuyor ve genç iş arayanlar için artan zorlukları vurguluyor. Yetkililer metodolojilerini revize edip öğrencileri rakamlardan hariç tutarak yayını durdurmadan önce, genç işsizlik oranı Haziran 2023’te %21,3’e ulaştı. Bu yılki artış kısmen, bu Haziran ayında iş piyasasına giren yaklaşık 12 milyon üniversite mezununa atfediliyor ve zaten zor olan istihdam ortamını daha da kötüleştiriyor.
Başbakan Li Qiang, ekonomik gerileme sırasında hükümet desteğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, işletmelerin mücadelelerinin tanınması ve ele alınması çağrısında bulundu. 25 ila 29 yaş arasındakiler de dahil olmak üzere daha geniş işsizlik oranı Temmuz ayında %6,5’te kaldı ve Haziran ayındaki %6,4’ten hafif bir artış gösterdi. Genel olarak, işgücü işsizlik oranı %5,2’de kaldı, ancak bu istatistik kırsal iş piyasasını hesaba katmıyor ve bu da istihdam krizinin tam boyutunu hafife alma potansiyeli taşıyor.
Çin’in ekonomik zorlukları iş piyasasının ötesine uzanıyor. Son veriler ayrıca Temmuz ayında Haziran ayındaki %5,3’ten düşerek %5,1 oranında büyüyen ve analist beklentilerinin altında kalan endüstriyel üretim büyümesinde bir yavaşlama olduğunu ortaya koyuyor. Gayrimenkul sektörü mücadele etmeye devam ediyor ve büyük şehirler zayıf talebi yansıtan emlak fiyatlarında başka bir düşüş bildiriyor.
Bu iç sorunları daha da karmaşık hale getiren şey uluslararası baskılardır. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, düşük maliyetli Çin ürünlerini hedef alarak ve haksız rekabet konusundaki endişeleri gidererek giderek daha fazla ticaret engeli dayatmaktadır. Bu dış etkenler, Çin’in banka kredilerine olan talebinin neredeyse yirmi yıldır ilk kez daralmasıyla karşı karşıya kalması nedeniyle ekonomik zorluklara katkıda bulunmaktadır.
Başkan Xi Jinping, genç işsizliği ele almanın en önemli öncelik olduğunu vurgulayarak, genç neslin karşı karşıya olduğu ekonomik baskıların ele alınmasının aciliyetinin altını çizdi. Çin bu çok yönlü zorluklarla mücadele ederken, hükümetin tepkisi hem iş piyasasını hem de daha geniş ekonomiyi istikrara kavuşturmada kritik önem taşıyacaktır.